Coronavirüs döneminde gebelikte nelere dikkat etmeli
PAÜ Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD. Dr. Öğretim Üyesi Derya Kılıç Covid-19 hastalığının devam ettiği günlerde gebelerin dikkat etmesi gereken konular hakkında açıklamalarda bulundu.

Yeni Koronavirüs enfeksiyonu (Covid-19) hızla yayılım göstererek pandemiye dönüşmüş, belirti ve bulguları ile küresel acil halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Diğer yandan geçtiğimiz yıllarda karşı karşıya kalınan SARS ve MERS enfeksiyonların her ikisinin de gebelik sırasında daha şiddetli seyretmeleri, özellikle gebelik, doğum ve lohusalık dönemindeki kadınlar açısından günümüzde de endişe uyandırmıştır. Şimdiye kadar bizlere ulaşan kısıtlı bilimsel veriler ise gebe kadınların COVID-19’a karşı normal topluma göre daha duyarlı olmadıkları yönündedir. Ayrıca gebelikte COVID-19 olanların daha şiddetli pnömoni geliştirmediği düşünülmektedir.
PAÜ Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD. Dr. Öğretim Üyesi Derya Kılıç Covid-19 hastalığının devam ettiği günlerde gebelerin dikkat etmesi gereken konular hakkında açıklamalarda bulundu ; Yaşanabilecek herhangi bir sorun, hem anne hem de bebeğin sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle bu dönemlerdeki kadınların enfeksiyondan korunabilmek için alacakları her türlü önlem oldukça önemlidir. Genel sosyal izolasyon kuralları diğer bireylerde olduğu gibi gebeler için de tartışmasız geçerlidir. Hastane başvuruları ile ilgili olarak, takipte oldukları meslektaşlarımızın önerisi dahilinde gerekli kontrollerini aksatmamaya özen göstermelilerdir. Bunun yanı sıra; ağrı, kanama, su gelişi, bebek hareketlerinin azalması, tansiyon yüksekliği, şiddetli baş ve mide ağrısı gibi şikayetlerin obstetrik (gebelik ve doğumla ilgili) aciller sınıfında olduğu bilinmeli ve diğer acil durumlar ile birlikte bu şikayetlerin varlığında Covid-19 kaygısı nedeniyle hastane başvurularında geç kalınmamalıdır. Hastanelerimizde sağlıklı veya Covid-19’ lu gebelerin sağlıklı şekilde normal kontrollerinin yapılabilmesi ve doğum yapabilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmıştır.
Gebelik Covid-19 için risk oluşturur mu?
Elimizdeki bilimsel veriler sınırlı olmakla birlikte bugüne kadar gebelerin genel popülasyon ile karşılaştırıldığında enfeksiyonun sonuçları açısından daha riskli olmadıkları düşünülmektedir. Ancak gebelikte tüm vücutta olduğu gibi bağışıklık sisteminde de çeşitli değişiklikler oluşur. Şimdiye kadar olan veriler ise korona enfeksiyonu geçiren gebelerin çoğunluğunun gebeliğini ve doğum sürecini sağlıklı şekilde tamamladıkları, bebeğe bulaşın anne karnındayken olmadığı yönündedir.
Gebelikte Covid-19’ dan nasıl korunulur, nelere dikkat edilmelidir?
Yeni tip korona virüs damlacık yolu veya kontamine yüzeylere hastanın eli ile temas etmesi sonucunda göz, ağız, burun mukozasına doğrudan temas ile yayılmaktadır. Gebelerin bulaşı azaltmak için el yıkama, el ve yüz bölgesine temaslardan kaçınma, kalabalık ortamlardan uzak durma, toplu taşıma araçlarını mümkün olduğunca kullanmama ve hasta kişilerle teması kesme gibi uyguladığımız genel önlemlere uyması yeterlidir. Elbette ateş, öksürük ve solunum zorluğu gibi semptomların varlığında acilen hastaneye başvuruları gerekmektedir.
Ayrıca sosyal izolasyon kurallarını uyguladığımız şu günlerde gebelerin beslenme kurallarına uyması ve hareketsiz kalmaması özellikle önemlidir.
Gebelikte Covid-19’ un bebeğe geçişi olur mu?
Virüsün anneden bebeğe doğumdan önce ya da doğum sırasında geçiş yapıp yapmadığı net olarak bilinmemektedir. Bu hastalığa yakalanmış gebelerden toplanan sınırlı sayıdaki bilgiler; kordon kanı, bebeğin içinde bulunduğu amniyon sıvısı ve anne sütünde yapılan testlerde virüse rastlanmadığı yönündedir. Bununla birlikte Covid-19’un erken gebelik dönemlerinde fetüs üzerinde olumsuz etkisi olup olmadığı da bilinmemektedir. Anomali, düşük ve erken doğumu arttırdığını gösteren bilgi şimdilik yoktur.
Covid-19 tanısı olan kadınlar emzirmeye devam edebilir mi?
Emzirme konusunda net bir bilimsel görüş olmamakla birlikte Covid-19 temaslı veya şüpheli annelerin bebeklerini emzirmesine izin verilebilir. Ayrıca anne sütünün geçmişte Sars çalışmalarında da gösterildiği şekilde içerdiği koruyucu antikorlar ile potansiyel değerini göz ardı etmemek gerekir. Annede şiddetli enfeksiyon görülmesi halinde emzirmenin devam edip etmeyeceğine sağlık uzmanları tarafından karar verilmelidir.
Gebelikte COVID-19 tanısı nasıl konulur?
Ateş, öksürük, kas ağrısı, boğaz ağrısı ve halsizlik Covid-19’ lu gebelerde en sık bildirilen semptomlardır. Ciddi vakalarda pnömoni ve böbrek yetmezliği de görülebilir. Şüpheli vakalarda, alt ve/veya üst solunum yollarından alınan örneklerin analizi PCR yöntemi ile yapılmaktadır. Bilgisayarlı tomografide (BT) yine tanıda yardımcı yöntemler arasında yer almaktadır.
Covid-19 tanısı alan bir gebe içinde kadın hastalıkları ve doğum, göğüs hastalıkları, enfeksiyon hastalıkları, anestezi, erişkin yoğun bakım ve yenidoğan uzmanlarının da yer aldığı bir ekip tarafından değerlendirilecektir.
PAÜ Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği olarak, belki de sosyal birlikteliğe en çok ihtiyaçlarının olduğu gebelik ve annelik dönemlerini, bu zor dönemde yaşayan kadınlarımıza sosyal mesafe kurallarına mümkün olduğunca uydukları için teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bu süreci sağlıkla atlatmaları için çalışmaya devam edeceğiz.
Denizli Medya
Amatörlere maske desteği
Denizli Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu, Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu tarafından Kulüplere dağıtılmak üzere gönderilen maskelerin dağıtımına başladı. Denizli ASKF Başkanı Feyyaz Ceşen, kulüplere bu imkanı sağlayan TFF Başkanvekili ve TASKK Genel Başkanı Ali Düşmez’e teşekkür etti.

Ülkemizi de etkisi altına alan koronavirüs pandemisi nedeniyle maske kullanımı salgının yayılmasını önlemek için büyük öneme sahip. Bu konuda amatör kulüplere önemli bir destek geldi. TFF Başkanvekili ve TASKK Genel Başkanı Ali Düşmez tarafından illerdeki amatör spor kulüplerine gönderilen maskelerin dağıtımı başladı. Denizli Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu ilimize gelen maskeleri kulüp temsilcilerine ulaştırmaya başladı. İl genelindeki 139 kulübün tamamı için gelen maskeler il merkezindeki kulüp temsilcileri tarafından Denizli ASKF binasından temin edilebiliyor. İlçelerdeki kulüplerle ilgili olarak da ASKF personelleri maskeleri kulüp başkan ya da yöneticilerine ulaştırıyor. Denizli ASKF Başkanı Feyyaz Ceşen, “Koronavirüs nedeniyle olağanüstü günler yaşıyoruz. Bu günlerde maske kullanımı çok önemli. Amatörlerin her zaman yanında olan TFF Başkanvekili ve TASKK Genel Başkanı Ali Düşmez bu konuda da yanımızda oldu. Her kulübümüze maskeleri ulaştırıyoruz. Bu sıkıntılı günlerin geride kaldığı, yine sahaların cıvıl cıvıl olduğu zamanları yaşayacağımıza olan inancımız tam. Tüm amatör spor camiasına sağlıklı günler diliyorum” dedi.
Denizli Medya
Denizli hava kirliliğinde üst sıralarda!
Türkiye 2019 Hava Kirliliği Raporu yayımlandı. Rapor Denizli'de, hava kirliliğinin yoğun olduğunu ortaya koydu.

Türkiye‘de hava kirliliği yaşayan bölgeleri belirlemek adına kanser, üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları, astım, alerji, stres, depresyon gibi sağlık problemlerine yol açan parametrelerinin sınırların aşıldığı gün sayıları ve yıllık ortalama değerlerinin incelendiği rapor TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Baran Bozoğlu tarafından kamuoyuna açıklandı.
HAVA KİRLİLİĞİNİN EN YOĞUN OLDUĞU İLLER
75 milyon kişinin hava kirliliği sorununun olduğu kentlerde yaşadığının belirtildiği raporda genel olarak hava kirliliğinin en yoğun olduğu kentlerin Bursa, Adana, Ankara, İstanbul, Iğdır, Şırnak, Muş, Manisa, Kahramanmaraş, Karabük, Çanakkale, Denizli, Zonguldak, Edirne – Keşan, Şanlıurfa olduğu vurgulandı.
“RİSKLİ BÖLGELERDE KİRLİLİK ÖLÇÜLMÜYOR”
Bozoğlu ayrıca, “İnsan sağlığı ve doğa için risk olan kömürlü termik santrallerin olduğu Yatağan, Kangal gibi bölgelerdeki istasyonların bir kısmında ölçüm yapılmaması ve bu santrallerin etkisini tespit etmesi gereken istasyonlarda tüm kirlilik parametrelerinin (PM 2,5) ölçülmemesi dikkat çekicidir” dedi.
“COVID-19 İLE KİRLİLİK GEÇİCİ AZALDI”
Baran Bozoğlu COVID-19 salgını nedeniyle alınan önlemler sonucunda hava kalitesindeki iyileşmeye de vurgu yaptı. Bu iyileşmenin yalnızca anlık olduğuna dikkat çeken Bozoğlu, şu ifadeleri kullandı;
*COVID-19 salgını ile kent merkezlerinde trafikten kaynaklı kirliliğin geçici olarak, ısınma kaynaklı kirliliğin ise mevsimsel olarak her yıl olduğu gibi azaldığı görülmektedir.
*Ancak bu durum geçicidir. 2014‘den bu yana hava kalitesine dair yayımladığımız raporlar incelendiğinde, neredeyse bütün kentlerimizde hava kalitesinin her yıl gittikçe kötüleştiği ve beş yıldır üst üste tüm şehirlerde kirli hava solunduğu görülebilmektedir.
“HAVA KİRLİLİĞİ COVID-19’U DAHA ÖLÜMCÜL YAPIYOR”
Öte yandan, COVID-19 nedeniyle 30 büyükşehirin yanında Zonguldak ilinde de kısıtlamaların getirilmiş olmasına dikkat çeken Bozoğlu, “Ana nedeninin bu bölgede yaşayan vatandaşlarımızın uzun süredir hava kirliliğine maruz kalmaları olduğu unutulmamalıdır” dedi ve ekledi “Hava kirliliği, solunum yolu hastalıklarını yaratmakla beraber insan bedenini zayıflatması nedeniyle COVID-19 gibi hastalıkların daha da ölümcül veya hasarlı olmasına neden olmaktadır.”
“HAVA KİRLİLİĞİNE KALICI ÇÖZÜM GEREKİYOR”
Bozoğlu hava kirliliğinin azalması için kalıcı çözümlerin üretilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Ülkemizde ve tüm dünyada COVID-19 salgını yaygınlığı sürdürmesine ve hava kirliliğinin azaldığına dair bilgi paylaşımlarına rağmen, hava kirliliğini kalıcı olarak azaltacak ve ortadan kaldıracak önlemlerin, planların, uygulamaların paylaşılmamış olması geleceğe umutla bakmamıza engel olmaktadır” dedi.
Denizli Medya